28 Ağustos 2007

Yeni kasa - güncelleme



Gün ışığına çıkan bütün resimleri yayınlamaya devam ediyorum. Geçen sefer yayınladıklarımın rötuşsuz - oyunsuz fotoğraflar olduklarına eminim. Bunlarda ise her ne kadar aynı model olduğu belli olsa da bilgisayar desteği var. Bu ille de değiştirilmiş oldukları anlamına gelmez tabi.

Motorların teknik verilerinin ve güç / tork eğrilerinin bulunduğu son fotoğraftaki yazılar japonca da olsa orada güneş gibi parlayan bir veri var: 24 km / lt (ya da 4,16 lt / 100 km).

120 hp'lik 1.5 için verilen 19,6 km / lt ise (5,1 lt / 100 km) o güçteki bir otomobil için bence daha da çarpıcı bir değer.

22 yorum:

Adsız dedi ki...

Tasarımı, motor özellikleri bence güzel. İyi bir donanım ve iyi bir fiyat politikasıyla çok başarılı olacağı inancındayım...

Barış Purut dedi ki...

Oğuzhan, benim korktuklarımı sıralayayım:

Honda Türkiye, aynı yukarıda ifade ettiğin gibi, çok model seçeneği ve tam beş (1.2, 1.3 ve 1.5 i-DSI + 1.5 vtec + 1.5 supercharger) motor seçeneği olan Jazz'ı bize tek bir seçenekle sundu. Hiç değilse beşer onar adet de olsa alternatifleri getirmeliydi, isteyen sipariş edebilmeliydi. Bunu nedense yapmadı. Jazz'ın Türkiye'deki en sıradan rakiplerinde bile en az iki üç motor seçeneği var oysa. Şimdi neden korkuyorum, biliyor musun? i-DSI üretimi aslında durmadı, City (Fit Aria) için devam edecek. Yeni kasa bize eski i-DSI'ylarla gönderilmesin sakın?

Motoru geçelim; Jazz Japonya, İngiltere, Avrupa ya da Malezya veya ne bileyim Endonezya'da öyle farklı donanım paketleriyle satılıyor ki, biz onlara göre çok kısır seçeneklere mahkum edildik. Geçenlerde yazıyordum, Jazz için o kadar çok seçenek ve aksesuar var ki, bizimkiler pizzanın tabanı gibi kalıyor. Yenisinde de cam tavan, 1.5 motor, navigasyon ekranı gibi güzellikleri hiç göremeyeceğimizi düşünüyorum. Artık Türkiye'nin de yollarının gps için dökümü yapıldığından herhangi bir otomobilin lcd ekranlı gelmesinin önünde bir engel yok, Kia bunu sanırım Sorento'sunda uygulamaya başladı mesela. Benim başka modelde gözüm yok, parasını verip donanımlı Jazz almak istiyorum ama yapamıyorum. Böyle saçmalık mı olur?

Bir söylenti daha duydum; yeni Jazz bazı pazarlarda CVT yerine standart (ABD'deki gibi) otomatikle satılabilirmiş. Bu düzü tercih eden benim için korkulacak bir şey değil gerçi ama gelişmişi varken neden ilkeline dönülsün?

Yeni kasada da aynı hataları tekrarlarsa Jazz benim için eski cazibesini yitirecek. Honda TR beni bir tüketici olarak büyük bir hayal kırıklığına uğratırsa çılgın bir borca girip Citroen C4 Picasso almayı bile kafaya koyabilirim!
(İçi de dışı da çok güzel, çok kullanışlı, müthiş donanımlı bir araba, keşke Citroen adının getirdiği belirsizlikleri taşımasaydı)

Adsız dedi ki...

Ön kısım bizimkilerden daha mı kısa yoksa bana mı öyle geldi ?

Erdem271

Adsız dedi ki...

Barış Bey,söylediklerinizin altına ben de imzamı atabilirim.Ben yeni Jazz'ı ilk gördüğümde saman alevi gibi parlamıştım ancak hoşuma gitmeye başladığını söylemek isterim.Honda Türkiye, Türk tüketicisini enayi yerine koymayıp değer verirse;sizinde bahsettiğiniz gibi uygun donanım ve motor özelliklerini getirirse Jazz tabii ki alınır.Bu konuda yani Honda Türkiye'yi uyandırmak için neler yapılabilir onu merak ediyorum.Jazz ile ilgili pek çok forum ve fan sitesi var.Bu site kullanıcıları toplu olarak mail atmaları nasıl olur diye düşündüm.
Yusuf ÇEVİK
Yusuf ÇEVİK

Barış Purut dedi ki...

Erdem Bey, ya biraz daha kısa, ya da farlarla ızgaradaki büyüme daha kısa göstermiş...

Barış Purut dedi ki...

Yusuf Bey, aslında Honda Türkiye sitesinde bir iletişim formu var. Oraya dün sabah kendi adıma özetle yeni kasayla artık 1.5 motor seçeneğini de getirmelerinin akıllıca olacağını anlattığım bir yorum bıraktım. Bence sizler de Honda'ya yazın. Jazzcı Kardeşler'de bin kadar üyeyiz, bunların ellisi bile yazsa bir ağırlığımız olur.

Adsız dedi ki...

Honda Cem'in söylediğine göre Türkiye'ye gelecek 2008 Jazz'lerde tek farklılık ön ızgarada olacak. Şu anda zaten 2008 siparişlerini alıyorlar Eylül'de de geleceğini söylüyorlar.
Salih

Adsız dedi ki...

Eyvah picassocu mu olucaz :))))

Adsız dedi ki...

bence eski kasası daha şık jazz la tanışalı 6 ay oldu çok memnunum.yaşasın jazzzzzzz.sadece 150-160 olduğu zaman direksiyon sarsıyo

Barış Purut dedi ki...

Salih Bey, burada resimlerini gördüğünüz Jazz, Türkiye'ye ne zaman gelir bilinmez ama 2008 model diye duyuruldu. Zaten Honda, Jazz'ın kasa yenilenmesi için ta 2003 yılında 2007 Ekim'i diye bir tarih vermişti. Çok önceden belirlenen bir tarihe bu kadar kesinlikle uyabilmeleri de takdire şayan.
Ancak 2008'de bir tarihte yeni kasanın satışına başlanacak olsa bile o dakikaya kadar bütün ülkelerde birinci nesil Jazz'ların satışına devam edilecektir, bu çok normal... Astra ve Golf'ün şimdiki kasaları 2005 model olarak gelmişti ama gelmeden bir iki gün öncesine kadar eski kasalar da 2005 model olarak satıldı. Hatta yeni Astra'yı sormak için gittiğim Opel bayi çalışanı, işte yeni model budur diye eskiyi göstermişti. Ona kalırsa yeni kasa diye bir şey "yoktu!"
Onların da tek derdi ellerindekini satıp kurtulmak. Eminim bayilerin en sevmediği dönem kasa yenilenmesi dönemidir...

Barış Purut dedi ki...

Mesud Bey, emin olun bir gün Picasso alacak olursam ne adına web sitesi açarım, ne de insanları Picasso almaya ikna etmeye çalışırım. Bazı açılardan çok güzel bir otomobil ama sorunsuzlukta Jazz'ın tırnaği olamayacaktır. Ayrıca Jazz'dan iki üç sınıf üstte, zaten fiyatı da öyle. Jazz'ı tanıtma çabam, dünyada başka hiçbir otomobilin bir araya getiremediği özellikleri uygun bir fiyata sunabilmesi. 2001'den bu yana kesinlikle rakipsiz. Kuzenimin Micra'sı ve bir arkadaşımın 206'sı benim Jazz'la aynı yaşta. Benimki dün alınmış gibi görünüyor. Onların arabalarındaysa yerinden çıkan ya da oynayan parçalar, rengi solmuş kumaş ve konsollar, direksiyonun en sık tutulan yerlerinde kalkmış plastik kaplamalar var. Ayrıca türlü arızalar çıkarıyorlar. Jazz'ın kalitesi tartışılmaz. Honda Accord'da ne kullanıyorsa Jazz'da da onu kullanıyor.

Barış Purut dedi ki...

Sevgili meçhul ziyaretçi, lütfen yorumlarınızın sonuna imzanızı atın. Kötü bir niyetinizin olmadığını elbette biliyorum ama isim verilmeden yorum yapılmasını saygısızlık olarak algılıyorum.

Yorumunuza gelecek olursak, altı ay önce aldığınız Jazz'ınızı emin olun daha senelerce çok mutlu bir şekilde kullanacaksınız. Yenisi çıktı diye eskisi kötüleşmiş değil, değiştirmek de gerekmiyor elbette.

Ama şunu çok iyi bilmeniz lazım, ne Jazz ne de sınıfındaki hiçbir araç 150-160'ların otomobili değil. Hız sınırlarına uymanız can güvenliğiniz açısından sonsuz önem taşıyor. Bu küçük otomobilleri o hızlarda sürmek rus ruleti oynamakla eş anlamlı. O süratte kesinlikle hiçbir güvenliğiniz kalmıyor. Bir lastik patlaması, önünüze fırlayabilecek bir hayvan ya da yaya, trafikte hesaplanamayacak herhangi bir olay karşısında o hızda çaresizsiniz. Dikkatli olun ve yavaş kullanılmak üzere tasarlanmış bu aile otomobilini lütfen yavaş kullanın.

Yalnız direksiyonunuzun sarsılması hıza rağmen normal değil; böyle bir şey olmaması gerekir. Bence balans ayarına baktırın. Altı aylık bir otomobilde balans ayarı çukurlu yolların etkisiyle çoktan bozulmuş olabilir.

Adsız dedi ki...

Picassonun sadece görüntüsüne güzel o da kişisel tercihlere kalmış . Citroen bir marka olarak tercih edilmemesi gereken bir otomobil markası. Citroen C3 kullandım , hayatımda bu kadar yol koşullarına karşı dayanıksız , bu kadar kötü performanslı süspansiyon sistemli ve şanzımanı olan bir araç daha görmedim . Citroen bir fransız markası , işim gereği Fransaya sık sık giderim . Yollarda Renault ve Peugeottan başka bir araç göremezsiniz , Citroeni kendileri bile kullanmıyor . Türkiyede de durum aynı , en az satan araç Citroen .

Dolayısıyla iyi araştırmadan bir otomobile karar vermeyin , blogları ve araç sitelerini iyi inceleyin . Örneğin bizim Jazz lar için jazzcikardesler.com sitesi var (her ne kadar kovulmuş da olsam :-) ) sitede Jazz iğneden ipliğe kadar incelenmiş . Picasso için benzer bir site varmı bilmiyorum ama henüz bilinmeyen bir aracın , özellikle de markası Citroen ise uzak durulmasına inanıyorum , bırakın parası daha çok olan birisi alsın , siz seyredin şimdilik..

Erdem271

aykan dedi ki...

bu arada bu jazz sevdası yüzünden japoncayı sökmeme de az kaldı, barış bey bir kaç grafik daha koyarsa iş tamam olacak. ben de yeni kasayı beğenenlerdenim, daha sportif olmuş, inşallah gelir kısa zamanda buralara da..

aykan

Barış Purut dedi ki...

Merhaba Erdem Bey,
Citroen konusunda aynı güvensizliği ben de yaşıyorum zaten. Ancak beni dış görünüşünden çok içinin genişliğinin ve ferahlığının cezbettiğini söylemeliyim. Hele arka sıranın üç bağımsız koltuktan oluşması ve her birinde de ayrı ayrı Isofix bulunması çok önemli; piyasada arka ortada isofix bulunan otomobil herhalde yoktur ya da bir iki tanedir, zamanında çok araştırmış fakat bulamamıştım. Bu benim için önemli bir güvenlik puanı, çünkü bir çocuğun yolculukta en güvenli olduğu pozisyon arka ortada, isofixli bir koltukta.

Belki bir sonraki otomobilim Jazz kadar az yakmayabilir ya da işlevsel olmayabilir, ama daha da güvenli olmalı. Jazz da son derece güvenli ama insan ailesini taşırken mümkün olanın en iyisini diliyor. Umarım Jazz'ın yeni kasasında daha da gelişmiş ve bol güvenlik donanımı bulunur.

Not: Site üyeliğinden çıkarılmanız üzücü bir olaydı. Keşke olmasaydı; gerek moderasyon, gerek üyeler arasında bu kararın ne derece doğru ya da yanlış olduğu ciddi ciddi tartışıldı. Keşke önce tartışılsaydı da sonra karar alınsaydı. Bence bu tür forumlarda yöneticisinden üyesine herkes netiquette'e uymak zorunda (internet ahlakı da denebilir, http://www.albion.com/netiquette/corerules.html ve ozellikle de http://www.albion.com/netiquette/rule1.html).

Forum kurallarında bu çerçeve çizilmemiş olsa bile Netiquette denen "evrensel" kurallar dizisine uymazsak hiçbir web topluluğu uzun soluklu veya sağlıklı olamaz. Kendi sitemi de - ne kadar aksi yönde kışkırtmalar olsa da* bu kurallara sımsıkı tutunarak - yürütüyorum. Bunu aslında forum üyelerinin de, yöneticilerinin de ezbere bilmesi gerekir.

(*) Hayır Gökçe Aydın, sizin sinerjetik muhalefetinizi kastetmiyorum :)))

Barış Purut dedi ki...

Aykan Bey, bari çabuk sökün, elimde gün ışığına çıkarılmayı bekleyen belgeler var :) Bu resimlerdeki Jazz bana da son derece sportif geldi ve böyle olmasına da çok sevindim.

aykan dedi ki...

benim endişem dış görünüşten ziyade ön konsol ile ilgili. bende 2007 elite cvt var, şimdiye kadar pek çok kişi gördü, beğendi, beğenmedi filan ama kesin olarak herkesin beğenip "vay be!" dediği şey ön konsolun modern görünüşü ve ergonomikliği. bu ergonomiklik benim gibi acemi sürücüler açısından önemli, zira yoldayken radyoda kanal aramak ya da değiştirmek, klimayı ayarlamak filan güvenlik açısından sorun oluyor. o bakımdan jazz'da bunların kullanımı son derece kolay ve rahat. ve hatta şimdiye kadar gördüğüm arabalardan da daha iyi. gerçi diğerlerini sadece dıştan gördüm, belki kullanımı sandığımdan kolaydır, ya da alışınca kolay geliyordur, ya da kargaya jazz'ı alfa romeo görünüyordur, bilemiyorum. misal "ah param yetse de alsam" dediğim golf'ün ya da yeni corolla'nın ön konsolları jazz'a göre oldukça demode ve sıradan geliyor bana. hatta yeni civic'in altlı üstlü ikişerden dört yuvarlak düğmeli konsolu, evdeki müzik setinin iki düğmesiyle bile başa çıkamayan benim için oldukça korkutucu duruyor. o yüzden umarım yeni jazz'da da en az şimdiki kadar güzel bir konsol ile karşılaşırız.

Barış Purut dedi ki...

Aykan Bey, yüzlerce tuşlu ve menülü bir bilgisayar kullanıyorsunuz :) Dört tuş bence çok da dert olmamalı... Şaka bir yana, 2005 ve sonrası Jazz'ların konsolu bence de bütün diğer otomobillerden çok daha ferah, güzel ve kullanışlı. Jazz'ın ardından bindiğim Alman otomobillerinin konsollarında tasarım için biraz kafa yorulduğuna bile inanamıyorum. Konsolları şekilsiz, duvar gibi, karanlık renkli ve saçma sapan yerlere yerleştirilmiş çok fazla düğmeyle dolu. İstisnasız benim de bütün tanıdıklarım çok beğeniyor, hem de içlerinde her türlü otomobil kullanan var. Golf, Astra, Linea, Punto ya da Corolla'nın konsolları resmen "dandik", karanlık ve kullanışsız görünüyor. Patronumun arabası bir Passat. İnanın onun arabasına bindiğimde konsol malzemesiyle, rengiyle, tasarımıyla bana ucuzluk ve kalitesizlik hissi veriyor. Ama Jazz'ın zaten bütün dünyada övgü aldığı belli başlı özelliklerinden biri bu malzeme ve işçilik kalitesi.

Yeni konsol şimdikinden biraz daha karmaşık gelebilir ama bence çok şık olacak.

Bu arada Fiat'ın yakında tanışacağımız yeni nesil Bravo'sunda da Jazz'dakine benzer dokulu bir plastik kaplama kullanılmış, çıktığında resimlerini karşılaştırmalı olarak veririm :)

Adsız dedi ki...

Sevgli Barış ,

Bu konuyu tekrar tartışmayacağıma dair kendime söz vermiştim ama üyelikten atılmamın internet ahlakından yoksun olmamla bağdaşması beni çok üzdü . Konuyu hatırlamak amacıyla mesajları tekrar gözden geçirseydiniz , siyasi bir konunun gündeme getirilmesi , malesef tüm moderatörlerin aynı siyasi düşünce ve partili olması neticesinde kendi görüşlerine katılmayanları Vatan hainliğine varan mertebelere varan hakaretlerle suçlamaları, kendini savunan tüm üyeleri siteden atmaları , bunu eleştiren şahsımın da aynı kervana katılmasıdır . Konu bundan ibarettir . Bu nedenle o günden beri siteye girmedim . İlgine tekrar teşekkür eder , aynı bana internet ahlakı konusunda linkler verdiğin gibi , site adminlerine de , İnsani değerle , demokrasi , hoşgörü ve gerçek Atatürkçülük konularına değinilen linkler vermeni dilerim . Bu konunun burda noktalanmasını umuyorum .

Güvenlik konusuna gelince , 8 aydır Jazz'da hiçbir soruna rastlamadım , ama her yeni arabadan beklenen bir performans bu . Az yakma hususu şehir içinde çok farketmiyor , Megane 2 gibi büyük kasa sedanlar arasına 1-2 litre fark oynuyor , dolayısıyla sadece yakıt için alınacak bir araba değilmiş diye düşünüyorum . Güvenlik konusuna gelince , ufak tefek dokunmalar nedeniyle aracımda coğrafi şekiller oluştu resmen , oysa şirketimin verdiği çeşitli marka arabalarda benzer tecrübeleri hasarsız atlattığıma bizzat şahidim , zaten önün kısa olması nedeniyle en ufak bir kazada tost olacağım inancı hakimken , gövdenin bu kadar çabuk deforme olduğunu görmek beni hayal kırıklığına uğratıyor . Rüzgar sesi , lastik uğultusu , rüzgarlı havalarda ve yüksek süratte aracın zor hakimiyeti vs. zaten kronik . Öte yandan iç konsolun sade ve teknolojik duruşu özellikle Polo ve Golflere göre resmen üstün özellikler taşıyor , görüş alanı rahatlığı da keza .

Tüm bunlara rağmen açıkçası aracımı 2-3 yıl kullanıp daha güvenli ve cüsseli bir araçla değiştirmek niyetindeyim , araca verdiğim 30 küsür milyara daha iyi bir tercih yapabilirdim diye sık sık düşünmüyor da değilim .

Erdem

Barış Purut dedi ki...

Erdem Bey, sizi internet ahlakından yoksun olmakla suçlamadım. Hazır konu bu olaydan açılmışken sık sık unutulan bu kavramları (yorumlar bölümü bu sayfanın en çok okunan kısmıdır, orası da o sırada en doğru adresti) okuyacak herkese hatırlatmak istedim. Size ders vermek ne haddime... Aksine, yanlış anlaşıldığım için çok üzüldüm.

Yanlış anlamayı iyice ortadan kaldırmak için devamını da getireyim de soru işaretleri kalmasın; sizin savunan ve üyelikten çıkarılışınıza açıkça itiraz eden dört üyeden biriydim. Diğer üç üyeden en az birinin (Cem Yarar) burayı okuyacağını umuyorum, okursa bu iddiamı da doğrulayacaktır.

Forumlarda konu dışı tartışmalar ya hiç olmamalı, ya da TC kanunlarına (ve ahlak kurallarına) uyulduğu sürece özgürce sürmeli. Bir forum yönetimi iki yönde de karar alabilir, hakkıdır. Ama politik tartışmalar zaten devam etmekteydi, siz başlatmamıştınız. Yazdıklarınızdan rahatsız olan arkadaşlarımızın tepkisi de sizi susturmak olmamalıydı diye düşünüyorum.

Adsız dedi ki...

Picasso güzel mi? :O Barış Bey sitenizi derhal terk ediyorum, bir komşum bir gün o arabayı apartmanın önüne park ederse kavga çıkarırım, beni hayattan soğutuyor diye mahkemeye veririm onu :D
Selim

Barış Purut dedi ki...

Zevkler kişiden kişiye değişecek tabi. Bir önceki Picasso kasasından nefret ederdim ama şimdiki son derece modern ve güzel geliyor. Bence de tek sorunu markasının Citroen olması!

Not: FR-V vardı da biz mi almadık? :)