30 Eylül 2005

Bir hafta ara

6 Ekim'e kadar yurtdışında olacağımdan arada güncelleme yapamayabilirim. Ancak oralardan da mutlaka bu günlüğe eklenebilecek yeni bilgiler edinerek dönmeye çalışacağım. Görüşmek üzere...

27 Eylül 2005

"Sedan Jazz" geliyor

Jazz'ın sedan versiyonu olan City (Fit Aria), 2005 sonunda yenilenmiş haliyle Türkiye'de satışa sunulacak. Deneme üretimi Nisan'dan beri devam eden City, Gebze fabrikasında Civic'ten sonra üretilen ikinci "yerli" Honda'mız olacak.

Küçük sınıf bir sedan olan City'de, orta sınıf sedanların çoğundan büyük (tam 500 litre) bagaj olacağını öğrenmek Jazz sahiplerini şaşırtmayacaktır. Bu rakamı geçebilen nadir orta sınıf sedanlarından biri olan gayet iri yapılı Jetta bile (Bora'dan tam 18 cm uzun) 527 litre sunuyor (bazı kaynaklarda 516 lt). Honda'nın Jazz'la başlattığı "bir üst sınıfın hacmini ve donanımını altetme" anlayışı, City'yle devam ediyor.

Sedan otomobillerin çok tutulduğu Türkiye'de, temelleri Jazz'a dayanan City'nin bir "çok satan" olacağını söylemek için kâhin olmak gerekmiyor. Dahası, çok satan "sedan bir Jazz" sayesinde otomobillerimize aksesuar üreten üçüncü parti firmalarda da artış olabilir. Tek endişe edilebilecek konu, bazen diğer marka ve modellerde olduğu gibi sedanın varlığının hatchback'in satışını ve ikinci el değerini aşağı çekme olasılığı. Ancak Jazz City'den o kadar farklı ve kullanışlı ki, bu tür bir "terazi hareketi" olmayabilir de.

Not: Daha detaylı bilgi için CNN Türk'teki 21 Eylül tarihli haberi okuyabilirsiniz.

22 Eylül 2005

Otobil 2006 başladı

Hürriyet Gazetesi'nin her sene tekrarlanan okuyucu anketi Otobil'in 2006 ayağı başladı. Siteye bedava üye olduktan sonra her sınıftan üçer adaya oy verebiliyor, tercihlerinizi oylama 1 Şubat 2006'da bitene kadar da değiştirebiliyorsunuz.

Her birinden üçer adayı oylayabileceğimiz sınıflar şu şekilde ayrılmış:

Küçük, Giriş, Orta Sedan, Orta HB, Orta Üst, MPV, Hafif Ticari, ÜST, Coupe Cabriolet, 4 x 4, Lüks 4 x 4 ve Lüks. İlk etapta sadece küçük (Jazz da burada zaten), giriş ve orta sedan'lar oylanıyor. Gerisi de yavaş yavaş açılacak. Segmentlere göre oylama tarihleri, kurallar sayfasında, "Takvim" başlığı altında açıklanmış
.

Oylamaya katılır katılmaz kendi tercihlerimi ve sebeplerini yazacağım. Sizlerinkini de yollarsanız güzel olur. Jazz'a zaten bir oyum var da, esas mesele yanına hangi iki küçük sınıf adayını koyacağım!

21 Eylül 2005

Tüketim üzerine ufak bir not daha

Hatırlarsanız en son ölçümlerimde 90 km/s sabit hızda 3.9, 80'de de 3,4'e kadar inebiliyordum. Bugünün havasından mıdır suyundan mıdır bilinmez ancak boş yollarda defalarca tekrarladığım ölçümlerde bu değerleri tekrar tekrar 3,2 ve 2,7 lt/100km olarak ölçtüm. Bütün gün boyunca şehir içinde kullanmama rağmen ortalamam da 5,4 litreden yukarı çıkmadı. Daha önce "Ekstra bir durum olursa yazarım" demiştim, bu da yeterince ekstra bir durum. Jazz'ım şu anda 18.000 km'ye dayandı, son sabit hız ölçümlerini 2-3 bin km önce yapmıştım.

Alakasız bilgi: Bizde Comfort modeliyle verilen nefis jantların (zaten bence Elite'in tek zayıf noktası fazla kibar tasarımlı jantları) Japonya'da en üst model olan sportif 1.5 vtec'lerde kullanıldığını öğrendim. Model hiyerarşisine uymadığı zaten açıktı!

19 Eylül 2005

Jazz, Legend'a kafa tutunca

Legend, Accord'un da üzerinde konumlandırılan, ancak Türkiye'de satılmayan bir Honda modeli.
"Honda'nın BMW 7'si" desek yanlış olmaz.

Yandaki resme tıklayınca göreceğiniz "diğer" araba da bir Legend.

Daha önce Jazz'ın güvenliğiyle ilgili sunduğum bütün bilgilerin hayata geçmiş halini bu fotoğraflarda görmek mümkün. Daha fazla yoruma gerek olduğunu sanmıyorum. Sadece Jazz'ın burnunun Legend'ınkinin neredeyse yarısı kadar olduğunu hatırlatayım, resimlerde pek anlaşılmıyor.


Not: "Bizde satılmıyor" şeklinde bahsettikten bir gün sonra Ataşehir çıkışında gri bir Legend gördüm. Türkiye'de gördüğüm ilk örnekti. Fiyat listelerine ve Honda web sitesine bakılırsa Legend gerçekten de Türkiye'de satılmıyor. Sahibine "Nereden aldın" ya da "Kafa kafaya çarpışsak bil bakalım n'olur" diye soracak vaktim yoktu, ama isterdim :)

18 Eylül 2005

Jazz'cı Kardeşler nihayet yayında!

Honda Jazz TR ve okumakta olduğunuz naçizane günlüğümün ardından Jazz'cıların üçüncü ve en önemli türkçe buluşma noktası olacağını umduğum Jazz'cı Kardeşler sitemiz nihayet yayında (Bilmediğim başka türkçe kaynaklar varsa sahipleri lütfen bağışlasın ve yanlışımı düzeltsin).

Celal Murat Kandemir sayesinde hayat bulan bu son derece işlevsel sitede forum, canlı sohbet ve resim galerisi gibi üyelerin katılımıyla zenginleşecek bölümler mevcut.

Not 1:
"Adı ne olsun" diye topluca düşünürken "Cazcı Kardeşler" önerisiyle gelerek bu nefis ismin doğmasını sağlayan Özgür Sevinç'i bir kere daha tebrik ederim.
Not 2:
Sitenin adı lütfen yanıltmasın, sadece Honda Jazz seven ve kullananları değil, herkesi bekliyoruz.
Not 3: Şimdi de yüzsüzlük zamanı. Tamamen el emeği göz nuru olan ve hazır bir fonttan üretmediğim "Jazz'cı kardeşler" logotayp'ı için de kendimi tebrik ediyorum, hiç de fena durmuyor :)

13 Eylül 2005

Ucuz atlatılmış bir kaza

Geçen hafta eşimi işyerinden almaya giderken hep korktuğum türden bir olay yaşadım.

Bulunduğum yoldan sola sapmak üzere (Yapı Kredi'nin yanından İşkule'ye doğru çıkan ufak yokuşa) sinyal verdim. Karşı yönden gelen minibüs de durup yol verdi. Tam şoföre kısa bir kornayla teşekkür edip önünden geçerken, minibüsün sağ arkasından hızla gelen motosikleti gördüm. Büyük ihtimalle minibüsün yol vermek için durduğunu anlamamış, genel trafik sıkışıklığı devam ediyor zannederek sağdaki dar boşluktan basmış geliyordu.

Gördüğüm anda bütün gücümle frene bastım, hızım da düşük olduğu için aniden durdum. Motosiklet sürücüsü de beni farkettiği anda frene asıldı ancak duramadı. Duramadı ne demek, aslında durdu fakat tamponuma çarparak durdu. Bayağı da sarsıldı, motosikletin arkası havalandı, durumu zar zor toparladı.

Hemen iyi olup olmadığını sordum, neyse ki bir şeyi yoktu, tamponumda çarptığı yere baktı, bir şey yok dedi, özür diledi ve yoluna devam etti. Ciddi
bir kaza olmadığına sevinmekten arabaya bakmak aklıma bile gelmedi.

Eşimin işyerinin önüne park ettikten sonra çıkıp motosikletin çarptığı yere baktım. Tam plakayla farın arasındaki hizadan dokunmuştu, herhangi bir göçme yoktu, ancak ilginç başka bir şey vardı. O motosikletin lastiğinin izi, bütün tamponda boydan boya bir şerit halinde duruyordu. Yani ön tampon, lastiğin bütün izinin çıkacağı kadar içeri göçmüş ve tekrar düzelmişti. Bana tek kalan, ıslak bir bezle lastik izlerini silmek oldu.

Darbe emici tampon Jazz'a özgü bir şey değil elbette, Jazz'dakinin diğerlerine göre nasıl olduğunu da bilemiyorum. Ancak bu kadar basit bir özelliğin bile kazanın sonucunu ciddi şekilde etkilediği kesin. Tamponun darbe emici değil de sert olması halinde iki taraf için de bir sürü masraf ve iş çıkacaktı. Daha önemlisi, belki de motosikletin sürücüsü arabamın kaportasının üzerine ya da yana düşerek zarar görecekti.

Birilerinin uzun yıllardır milyon dolarlar harcayarak araştırıp geliştirdiği bir detayın hiç beklemediğim bir anda işime yaraması gerçekten güzel bir duygu.