Fit hakkında duyduğum ve okuduğum "Nasıl aldık, neden aldık" hikâyeleri, bizimkiyle büyük paralellik gösteriyor. Peki neydi bizimki? Az yakan, boyu küçük içi büyük, işlevi bol, sorunu az bir otomobil arıyorduk. Türkiye'de satılan bütün otomobiller üzerine çılgın bir araştırma yaptım, Jazz açık arayla kazandı.
Bu blog'un sahibi de kendi hikâyesini şöyle özetlemiş: Önce hibrid almayı düşünmüşler ama hibridlerin fiyatları çok yüksek gelmiş. Zaten araştırınca öğrenmişler ki bazı benzinli otomobiller hibridlerden hiç de fazla yakmıyor (Bunu bizde de dizele uyarlamak mümkün). Tamam demişler, klasik bir benzinli alacağız. Az yakmalı, kamp malzemelerini ve iki bisikletimizi alacak kadar geniş hacimli, dört kapılı bir hatchback olmalı. Blog yazarının otomobillerden iyi anlayan erkek arkadaşı kendisininkilere bu kriterleri de ekleyerek derin bir araştırma yapmış, Nissan Versa ve Honda Fit arasında kalmışlar. Fit'i yakından incelediklerinde de kararları kesinleşmiş. Koltuğun zeminde kaybolup çok geniş bir yükleme alanı yaratmasını da "çılgın transformer numarası" şeklinde adlandırmışlar.
Benzer yazıları çok okudum. Başlarda Jazz'ın doğru zamanda doğru otomobil olduğu yorumunu yapan yazarlar vardı, haklılıkları bu tür olaylarla iyice açığa çıkıyor. Arkadaşlarım da Jazz'ı aynı sebepten dolayı tercih ediyorlar. Honda bilerek ya da bilmeyerek zamanın ruhunu yakalamışa benziyor.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder