Toyota'nın çok tutulan hibridi Prius, Fit'ten %50 daha pahalı. Amerika'da 1.5 motorlu Fit'i 15.420 dolara alırken, Prius için 23.845 dolar ödeniz gerekiyor. İyi ama Prius bir hibrid değil mi? Yani uzun vadede mutlaka fiyat farkını amorti edecektir... Peki ama ne kadar uzun bir vadede?
Dizelle benzinli otomobil arasında karar verme tecrübelerimiz dolayısıyla bu tür karşılaştırmalara aslında alışığız. Ancak Amerika'da motorin benzinden daha pahalı olduğundan, dizel otomobillerse oradaki sıkı çevre düzenlemeleri ve vergiler yüzünden pek satılamadığından bu türden karşılaştırmalar son bir iki senedir hibridlerle ekonomik benzinliler arasında yapılmakta.
Kaynak olarak sık sık faydalandığım Edmunds.com, Prius'la Jazz'ın gerçekçi bir karşılaştırmasını yapmış. Sonuç net olarak şu: Satış fiyatı, tüketim, periyodik bakım, vergi ve sigorta gibi bütün giderlerle birlikte hesaplandığında Prius'un aradaki 8425 dolarlık farkı kapatabilmesi için yılda 15.000 milden (24.000 km) 15 yıl kullanılması gerekiyor: 360.000 km!
Aslında gerçek daha da fena: Prius'un 168 adet nikel-metal pilden oluşan akü takımının değişimi bu hesaba yansıtılmamış. Bu akünün ömrü, kullanım tarzına göre 160.000-240.000 km arasında bitiyor. Fiyatı da 2585 dolar.
Bu elbette sadece ekonomiyi temel alan bir karşılaştırma. Aracımın daha az zararlı gaz salmasını istiyorum diyen birisi, parası da varsa gönül rahatlığıyla Hibrid alabilir. Yoksa bu fazla iyimser bir bakış açısı mı? Aksini savunan bilim insanları da var; diyorlar ki, "Sonuçta bir gün pilleriniz ya da arabanız hurdalığa gidecek ve doğaya çok zararlı maddelerin eninde sonunda toprağa karışacak". Diğerleri de diyor ki "Kimse kaygılanmasın, Amerika'da atılan bütün pillerin %98'i geri dönüşümden geçiriliyor".
Yakıt hücreli otomobillerde kullanılan hidrojenin de üretim aşamasında çevrenin çok kirletildiğini gösteren bilimsel araştırmalar var. Tek emisyonlarının saf su buharı olması bu otomobileri temize çıkarmaya yetmiyor.
Ayrıca dünya zaten etanol (biyoyakıt) üretimi yüzünden temel gıda maddelerinin fiyatının hızla artması ve milyarlarca insanın açlıkla karşı karşıya gelmesi gibi korkunç tehlikelerle yüz yüze. Geçtiğimiz sene Birleşmiş Milletler, 5 yıl içinde farklı etanol kaynakları bulunmaması durumunda eşi benzeri görülmemiş bir açlık krizi yaşanacağını rakamlarıyla gösterdi.
Sonuç? Aslında kim ne derse desin, ne kadar az yakarsa yaksın, otomobiller ya çevreye, ya insana, ya da ikisine birden zararlı. Yakıt olarak sadece suyu kullanan ya da hava basıncıyla çalışan tamamen temiz prototipler son derece başarılı olsa da bir türlü yaygınlaşamıyor. Herhalde kullandığımız otomobiller bizi anında hasta etmediği, aç bırakmadığı, evimizin içini pis gazlarla doldurmadığı sürece de yaygınlaşmayacak. Her şeyin azar azar olması ne kötüymüş meğerse...
2 yorum:
Barış Bey,daha önce fark ettiniz mi bilmiyorum;edmunds.com'da Yeni Jazz ile ilgili First Drive köşesi hazırlanmış. Bilginiz olsun. Yusuf ÇEVİK http://www.edmunds.com/insideline/do/Drives/FirstDrives/articleId=122688?imw=Y
Bu yazıyı çok beğendim ama hala bir çok kişinin atladığı bir şey var, o da ara araba üretilirken harcanan enerji. Su, hava gibi kullanılıp kirletilen kaynakların dışında ortalama bir araba için çeşitli kaynaklarda farklı verilerin arasında, araba başına 6000 litre benzin gibi bir enerji var. Yani 5-6 yıllık bir arabayı satıp "daha az yakan" "daha çevreci" bir araba satın alma fikrinin doğrulanması için aldığınız arabayı 150bin ile 400 bin km arasında kullanmanız gerekiyor. Bu gerçeği bilenler bu hybrid arabalara "feel good car" diyor. Yani aslında tipik Prius müşterisi çevreye ne kadar zarar verdiğinin ve ne çok enerji ziyan ettiğinin farkında değil.
Yorum Gönder