27 Haziran 2005

Jazz'dan önce, seçenekleri incelerken

Araba yenilemeye karar verdiğimde çok uzun ve detaylı bir araştırma yapmaya başladım. Güvenliği yüksek, tüketimi düşük, iç hacmi yeterli ve özellikle bagajı 350 litreden büyük, işlevsel ve sürüşü de keyifli bir model arıyorduk.

Jazz hiç aklımızda yoktu. İlk seçeneklerimiz yeni Astra, Megane II hb, Toyota Corolla hb ve Mazda 3 Sedan'dı. Karım bunları büyük buluyor ve Opel Corsa'yı tercih ediyordu. Diğer beğendiğimiz bir model de yeni Audi A3'tü ancak o da bütçemizi çok aşıyordu, dolayısıyla baştan eledik.

Yeni Astra Türkiye'ye gelince Gedizler'e gittik. Astra'yı pek beğenemedik, tasarımı kaba, içi de fazla ağır geldi. Eşim orada Corsa'nın bizim için ne kadar dar ve kullanışsız olduğunu da görünce Opel'i de unuttuk. (Jazz'ın türünde sayılabilecek Meriva da vardı elbette ama kesinlikle ferah bulmadık, içine girmemizle bunalıp fırlamamız bir oldu, zaten o sırada o sınıfa da ilgi duymuyorduk)

Tasarımını (çoğunluğun aksine) sevdiğimiz Megane II HB'nin büyük boyutlarına rağmen ne kadar karanlık ve aslında geniş de sayılamayacak bir araba olduğunu görünce Renault'dan da vazgeçtik. Ayrıca gerek Astra gerek Megane'da sunroof (eski arabamızda da olduğundan özellikle istiyorduk) gibi donanımlara girdiğinizde fiyat çok yükseliyor, ucuz olan giriş modellerinde de tatmin edici donanım bulunmuyordu.

Geriye çok beğendiğimiz Mazda 3 Sedan ve Corolla Hatchback kalmıştı. Mazda 3'ün giriş seviyesindeki donanımı bütün rakiplerinden çok daha iyiydi, fiyatı da çok uygundu. Ancak almayı istememize rağmen o sırada konuştuğumuz galeriler arabada 5-6 aylık bekleme süresi olduğundan bahsettiler. Kös kös geri döndük.

Son olarak Toyota Corolla'ya (hb) baktık. Zengin donanımı, teknik üstünlüğü, malzeme ve işçilik kalitesi, servis giderlerinin düşüklüğü ve kullananlardan bol bol duyduğumuz övgülerle kolaylıkla seçilebilecek bir arabaydı, ancak Astra'sından Megane'ına sayısız rakibinde zaten yetersiz bulduğumuz iç mekan ve bagaj konusunda daha da düşük değerler sunuyordu, ayrıca dış tasarımına da fazla ısınamamıştım.

Bu arada bir önceki Golf'ü çok beğeniyorduk ancak yenisi çıktığında kahrolduk desem yeridir, beğenemedik, bagajının ufaklığını da aklım almadı, kasası yenilenen bütün modellerde araba boy ve yükseklikleri artmış, ancak bagajlar nedense büyüyememiş ya da küçülmüştü. (24.11.2005 tarihli ek: Eski Golf'ün arka amortisörleri Torsiyon Çubuğu tipindeyken yenilerde McPherson tipine geçilmiş. McPherson, yol tutuşu açısından ağırlaşıp büyüyen Golf'e elbette gerekli olabilir ancak o kadar yer kaplıyor ki araba irileştiği halde bagaj küçülüyor)

Bir de şu gerçek var, o da aslında bu arabaların tekinin bile tüketim açısından ekonomik olmadığı. Hepsinin de 8 litreden başlayan şehir içi tüketim değerleri var, özellikle az harcayan araba arayanlar için kesinlikle uygun değiller. Elbette dizel seçeneği de var ancak bu sınıftaki araçların dizel olanları çok pahalı ve bazılarında benzinliyle aradaki fiyat farkını kapatmak için 100-150 bin km yapmak gerekebiliyor. Halbuki çoğumuz arabalarımızı o kadar kilometreyi aşmadan elden çıkarıyoruz,
arabaların ikinci el değerleri 100.000'i geçince çığ gibi düşüyor.

Ne yapacağımızı şaşırmış bir durumdayken kardeşim Jazz'a bir bakmamızı söyledi. "O çok küçük, bize yetmez" dedim. Astra'yı - Golf'ü ufak bulduğumuza göre herhalde Scenic ya da C-Max gibi arabalar paklayacaktı bizi, ancak onlar da pahalıydı. Bu tavsiyeyi yine de not ettim.

Hiç yorum yok: