Test eden her dergi ve sitenin çok beğendiği ve övdüğü Jazz'ın, yine bütün bu testlerde eleştirilen iki kusuru var.
Birincisi, yüksek hızlarda içeri rüzgar sesini ve yol gürültüsünü fazlaca alması, ikincisi de sürüşünün sert olması.
Birincisi gerçekten önemli bir kusur ancak yüksek hızlarla gitmediğiniz müddetçe başınıza gelmiyor (şimdiye kadar sadece tek bir Jazz sahibinin 90 km'de rüzgar sesinden şikayetçi olduğunu duydum, istisnai bir durum olmalı). Şahsen 150'yle gittiğim bir iki sefer rahatsız edici derecede rüzgar sesi aldım (Kişisel çözümüm müziğin sesini biraz daha açmak oldu). Jazz'ı şehir içinde kullanıyorsanız tabii ki sorun yok. Ancak uzun yolda ve yüksek hızlarda kullanacaksanız can sıkıcı olabilir. Ayrıca dilerseniz ek izolasyon malzemeleri kullanarak bu problemden kurtulmak mümkün, aşağıdaki sitede bu yöntem bir kısmını kendi yapabileceğimiz şekilde ve çok güzel açıklanmış (ingilizce):
http://www12.brinkster.com/hondajazz/diy.asp
(sayfadaki sound deadening, wind noise reduction ve ziebart underbody coating linklerine tıklayarak farklı ses yalıtım çözümlerini öğrenebilirsiniz.)
Bu arada Jazz'da motor sesini zar zor duyuyorsunuz ancak Bridgestone Potenza lastiklerin yuvarlanma gürültüsü bazı zeminlerde çok gelebiliyor, hatta motor sesini kat kat aşıyor. Bir Jazz sahibi, kışın kar lastiği taktığında lastik gürültüsünden kurtulduğunu anlatmıştı. Sorun Potenza'ların sertliğinden kaynaklanıyor, bu konuda arabanın (rüzgarda olduğu gibi) bir kusuru yok. Potenza'lar o kadar iyi yol tutuşu sağlıyorlar ki, bu kazancın yanında biraz gürültüyü kabullenebiliyorum.
Jazz'ın ikinci kusuru olarak adlandırılan süspansiyon sertliği, nasıl beklentileri olan bir şoför olduğunuza bağlı olarak kusur ya da çok iyi bir özellik olarak görülebilir.
Jazz, yüksek bir araba olmasına rağmen spor süspansiyonu, torsiyon çubukları ve sadece bu araba için tasarlanmış kompakt arka takımıyla çok güven verici bir sürüş sağlıyor. Ancak bu sürüş güvenliği de doğal olarak yoldaki bozuklukları yumuşak süspansiyonlu arabalara göre daha fazla hissetmenize neden oluyor. Sürüş karakterinize ve beklentinize göre neyin iyi olduğuna siz karar vereceksiniz.
Şahsen altımdaki arabanın sınıfı - türü - gücü ne olursa olsun her hız ve koşulda yola çok iyi tutunmasını ve buna bağlı olarak fren performansının çok yüksek olmasını beklerim. Diğer bütün özellikler (tüketim, konfor, hacim vs) benim için bunun ardından gelir. Mesela virajda 120'yle giderken önüme birdenbire hatalı sollama yapan bir araba çıktığında (dün akşam başıma geldiği gibi) ve aniden direksiyon kırmam gerektiğinde arabamın nasıl davranacağını bilmeliyim, arkasını salmamalı, tekerleklerden biri havaya kalkıp yoldan kopmamalı, komutlarıma süratli tepki vermeli. Jazz bu konuda mükemmel, yola Mercedes A ya da Opel Meriva sürücülerinin rüyalarında göremeyeceği derecede sağlam tutunuyor ve çok güzel frenliyor. Belki Mitsubishi Colt'un 1.5'i daha iyidir. Aynı pozisyonda altımdaki araba örneğin peugeot 206 1.4 olsaydı ya dönerek bariyerlere çarpardım, ya da en iyi ihtimalle ters dönüp dururdum. En büyük olasılık da yeterince kaçamayıp hatalı sollama yapan arabaya arka solumla çarpmak olurdu.
"Benim bunlarla işim olmaz, çukura girdiğimde anlamayayım yeter" diyorsanız küçük sınıftaki rakip arabalara bakmaya başlamalısınız. Ne var ki onların çok azı Jazz'a yakın bir sürüş kalitesine ve güvenliğine sahip.
28 Haziran 2005
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder